← Back
←Previous: genesis 41
Chapter 42
Next: genesis 43→

Verse 1

Yakup Mısırda buğday olduğunu öğrenince, oğullarına, "Neden birbirinize bakıp duruyorsunuz?" dedi,

Verse 2

"Mısırda buğday olduğunu duydum. Gidin, satın alın ki, yaşayalım, yoksa öleceğiz."

Verse 3

Böylece Yusufun on kardeşi buğday almak için Mısıra gittiler.

Verse 4

Ancak Yakup Yusufun kardeşi Benyamini onlarla birlikte göndermedi, çünkü oğlunun başına bir şey gelmesinden korkuyordu.

Verse 5

Buğday satın almaya gelenler arasında İsrailin oğulları da vardı. Çünkü Kenan ülkesinde de kıtlık hüküm sürüyordu.

Verse 6

Yusuf ülkenin yöneticisiydi, herkese o buğday satıyordu. Kardeşleri gelip onun önünde yere kapandılar.

Verse 7

Yusuf kardeşlerini görünce tanıdı. Ama onlara yabancı gibi davranarak sert konuştu: "Nereden geliyorsunuz?" "Kenan ülkesinden" diye yanıtladılar, "Yiyecek satın almaya geldik."

Verse 8

Yusuf kardeşlerini tanıdıysa da kardeşleri onu tanımadılar.

Verse 9

Yusuf onlarla ilgili düşlerini anımsayarak, "Siz casussunuz" dedi, "Ülkenin zayıf noktalarını öğrenmeye geldiniz."

Verse 10

"Aman, efendim" diye karşılık verdiler, "Biz kulların yalnızca yiyecek satın almaya geldik.

Verse 11

Hepimiz aynı babanın çocuklarıyız. Biz kulların dürüst insanlarız, casus değiliz."

Verse 12

Yusuf, "Hayır!" dedi, "Siz ülkenin zayıf noktalarını öğrenmeye geldiniz."

Verse 13

Kardeşleri, "Biz kulların on iki kardeşiz" dediler, "Hepimiz Kenan ülkesinde yaşayan aynı babanın çocuklarıyız. En küçüğümüz babamızın yanında kaldı, biri de kayboldu."

Verse 14

Yusuf, "Söylediğim gibi" dedi, "Casussunuz siz.

Verse 15

Sizi sınayacağım. Firavunun başına ant içerim. Küçük kardeşiniz de gelmedikçe, buradan ayrılamazsınız.

Verse 16

Aranızdan birini gönderin, kardeşinizi getirsin. Geri kalanlarınız göz altına alınacak. Anlattıklarınız doğru mu, değil mi, sizi sınayacağız. Değilse, firavunun başına ant içerim ki casussunuz."

Verse 17

Üç gün onları göz altında tuttu.

Verse 18

Üçüncü gün, "Bir koşulla canınızı bağışlarım" dedi, "Ben Tanrıdan korkarım.

Verse 19

Dürüst olduğunuzu kanıtlamak için, içinizden biri göz altında tutulduğunuz evde kalsın, ötekiler gidip aç kalan ailenize buğday götürsün.

Verse 20

Sonra küçük kardeşinizi bana getirin. Böylece anlattıklarınızın doğru olup olmadığı ortaya çıkar, ölümden kurtulursunuz." Kabul ettiler.

Verse 21

Birbirlerine, "Besbelli kardeşimize yaptığımızın cezasını çekiyoruz" dediler, "Bize yalvardığında nasıl sıkıntı çektiğini gördük, ama dinlemedik. Bu sıkıntı onun için başımıza geldi."

Verse 22

Ruben, "Çocuğa zarar vermeyin diye sizi uyarmadım mı?" dedi, "Ama dinlemediniz. İşte şimdi kanının hesabı soruluyor."

Verse 23

Yusufun konuştuklarını anladığını farketmediler, çünkü onunla çevirmen aracılığıyla konuşuyorlardı.

Verse 24

Yusuf kardeşlerinden ayrılıp ağlamaya başladı. Sonra dönüp onlarla konuştu. Aralarından Şimonu alarak ötekilerin gözleri önünde bağladı.

Verse 25

Sonra torbalarına buğday doldurulmasını, paralarının torbalarına geri konulmasını, yol için kendilerine azık verilmesini buyurdu. Bunlar yapıldıktan sonra

Verse 26

buğdayları eşeklerine yükleyip oradan ayrıldılar.

Verse 27

Konakladıkları yerde içlerinden biri eşeğine yem vermek için torbasını açınca parasını gördü. Para torbanın ağzına konmuştu.

Verse 28

Kardeşlerine, "Paramı geri vermişler" diye seslendi, "İşte torbamda!" Yürekleri yerinden oynadı. Titreyerek birbirlerine, "Tanrının bize bu yaptığı nedir?" dediler.

Verse 29

Kenan ülkesine, babaları Yakupun yanına varınca, başlarına gelenleri ona anlattılar:

Verse 30

"Mısırın yöneticisi bizimle sert konuştu. Bize casusmuşuz gibi davrandı.

Verse 31

Ona, 'Biz dürüst insanlarız' dedik, 'Casus değiliz.

Verse 32

Hepimiz aynı babanın çocuklarıyız. On iki kardeşiz; biri kayboldu, en küçüğü de Kenan ülkesinde, babamızın yanında.'

Verse 33

"Ülkenin yöneticisi, 'Dürüst olduğunuzu şöyle anlayabilirim' dedi, 'Kardeşlerinizden birini yanımda bırakın, buğdayı alıp aç kalan ailelerinize götürün.

Verse 34

Küçük kardeşinizi de bana getirin. O zaman casus olmadığınızı, dürüst insanlar olduğunuzu anlar, kardeşinizi size geri veririm. Ülkede ticaret yapabilirsiniz.' "

Verse 35

Torbalarını boşaltınca, hepsi para kesesini torbasında buldu. Para keselerini görünce hem kendileri hem babaları korkuya kapıldı.

Verse 36

Yakup, "Beni çocuklarımdan yoksun bırakıyorsunuz" dedi, "Yusuf yok, Şimon yok. Şimdi de Benyamini götürmek istiyorsunuz. Sıkıntıyı çeken hep benim."

Verse 37

Ruben babasına, "Benyamini geri getirmezsem, iki oğlumu öldür" dedi, "Onu bana teslim et, ben sana geri getireceğim."

Verse 38

Ama Yakup, "Oğlumu sizinle göndermeyeceğim" dedi, "Çünkü kardeşi öldü, yalnız o kaldı. Yolda ona bir zarar gelirse, bu acıyla ak saçlı başımı ölüler diyarına götürürsünüz."

←Previous: genesis 41
Chapter 42
Next: genesis 43→