Yaratilis 48:10
İsrailin gözleri yaşlılıktan zayıflamıştı, göremiyordu. Yusuf oğullarını onun yanına götürdü. Babası onları öpüp kucakladı.
İsrailin gözleri yaşlılıktan zayıflamıştı, göremiyordu. Yusuf oğullarını onun yanına götürdü. Babası onları öpüp kucakladı.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
8İsrail, Yusufun oğullarını görünce, "Bunlar kim?" diye sordu.
9Yusuf, "Oğullarım" diye yanıtladı, "Tanrı onları bana Mısırda verdi." İsrail, "Lütfen onları yanıma getir, kutsayayım" dedi.
11Sonra Yusufa, "Senin yüzünü göreceğimi hiç sanmıyordum" dedi, "Ama işte Tanrı bana soyunu bile gösterdi."
12Yusuf oğullarını babasının kucağından alıp onun önünde yere kapandı.
13Sonra Efrayimi sağına alarak İsrailin sol eline, Manaşşeyi soluna alarak İsrailin sağ eline yaklaştırdı.
14İsrail ellerini çapraz olarak uzattı, sağ elini küçük olan Efrayimin, sol elini Manaşşenin başına koydu. Oysa ilkin Manaşşe doğmuştu.
15Sonra Yusufu kutsayarak şöyle dedi: "Atalarım İbrahimin, İshakın hizmet ettiği,Bugüne dek yaşamım boyunca bana çobanlık eden Tanrı,
1Yusuf kendini babasının üzerine attı, ağlayarak onu öptü.
2Babasının cesedini mumyalamaları için özel hekimlerine buyruk verdi. Hekimler İsraili mumyaladılar.
28Yakup Goşen yolunu göstermesi için Yahudayı önden Yusufa gönderdi. Onlar Goşene varınca,
29Yusuf arabasını hazırlayıp babası İsraili karşılamak üzere Goşene gitti. Babasını görür görmez boynuna sarılıp uzun uzun ağladı.
30İsrail Yusufa, "Yüzünü gördüm ya, artık ölsem de gam yemem" dedi, "Yaşıyorsun!"
20O gün onları kutsayarak şöyle dedi: "İsrailliler, 'Tanrı seni Efrayim ve Manaşşe gibi yapsın'Diyerek sizin adınızla kutsayacaklar." Böylece Yakup Efrayimi Manaşşenin önüne geçirdi.
21İsrail Yusufa, "Ben ölmek üzereyim" dedi, "Tanrı sizinle olacak. Sizi atalarınızın toprağına geri götürecek.
1Bir süre sonra, "Baban hasta" diye Yusufa haber geldi. Yusuf iki oğlu Manaşşeyle Efrayimi yanına alıp yola çıktı.
2Yakupa, "Oğlun Yusuf geliyor" diye haber verdiler. İsrail kendini toparlayıp yatağında oturdu.
26"Yaklaş da beni öp, oğlum" dedi.
27Yakup yaklaşıp babasını öptü. Babası onun giysilerini kokladı ve kendisini kutsayarak şöyle dedi: "İşte oğlumun kokusuSanki RABbin kutsadığı kırların kokusu.
4Seninle birlikte Mısıra gelecek, soyunu bu ülkeye geri getireceğim. Senin gözlerini Yusufun elleri kapayacak."
29Ölümü yaklaşınca, oğlu Yusufu çağırıp, "Eğer benden hoşnut kaldınsa, lütfen elini uyluğumun altına koy" dedi, "Bana sevgi ve sadakat göstereceğine söz ver. Lütfen beni Mısırda gömme.
14Sonra kardeşi Benyaminin boynuna sarılıp ağladı. Benyamin de ağlayarak ona sarıldı.
15Yusuf ağlayarak bütün kardeşlerini öptü. Sonra kardeşleri onunla konuşmaya başladı.
4Ne var ki Esav koşarak onu karşıladı, kucaklayıp boynuna sarıldı, öptü. İkisi de ağlamaya başladı.
7Yusuf babası Yakupu getirip firavunun huzuruna çıkardı. Yakup firavunu kutsadı.
28"Tamam!" dedi, "Oğlum Yusuf yaşıyor. Ölmeden önce gidip onu göreceğim."
3İsrail Yusufu öbür oğullarının hepsinden çok severdi. Çünkü Yusuf onun yaşlılığında doğmuştu. Yusufa uzun, renkli bir giysi yaptırmıştı.
17Yusuf, babasının sağ elini Efrayimin başına koyduğunu görünce, bundan hoşlanmadı. Babasının elini Efrayimin başından kaldırıp Manaşşenin başına koymak istedi.
18"Baba, öyle değil" dedi, "İlkin Manaşşe doğdu. Sağ elini onun başına koy."
23Efrayimin üç göbek çocuklarını gördü. Manaşşenin oğlu Makirin çocukları onun elinde doğdu.
1İshak yaşlanmış, gözleri görmez olmuştu. Büyük oğlu Esavı çağırıp, "Oğlum!" dedi. Esav, "Efendim!" diye yanıtladı.
21"Sen de biz kullarına, 'O çocuğu bana getirin, gözümle göreyim' demiştin.
2"Yakupoğulları, toplanın ve dinleyin,Babanız İsraile kulak verin.