← Back
←Previous: luke 21
Chapter 22
Next: luke 23→

Verse 1

Fısıh denilen Mayasız Ekmek Bayramı yaklaşmıştı.

Verse 2

Başkâhinlerle din bilginleri İsayı ortadan kaldırmak için bir yol arıyor, ama halktan korkuyorlardı.

Verse 3

Şeytan, Onikilerden biri olup İskariot diye adlandırılan Yahudanın yüreğine girdi.

Verse 4

Yahuda gitti, başkâhinler ve tapınak koruyucularının komutanlarıyla İsayı nasıl ele verebileceğini görüştü.

Verse 5

Onlar buna sevindiler ve kendisine para vermeye razı oldular.

Verse 6

Bunu kabul eden Yahuda, kalabalığın olmadığı bir zamanda İsayı ele vermek için fırsat kollamaya başladı.

Verse 7

Fısıh kurbanının kesilmesi gereken Mayasız Ekmek Günü geldi.

Verse 8

İsa, Petrusla Yuhannayı, "Gidin, Fısıh yemeğini yiyebilmemiz için hazırlık yapın" diyerek önden gönderdi.

Verse 9

Ona, "Nerede hazırlık yapmamızı istersin?" diye sordular.

Verse 10

İsa onlara, "Bakın" dedi, "Kente girdiğinizde karşınıza su testisi taşıyan bir adam çıkacak. Adamı, gideceği eve kadar izleyin ve evin sahibine şöyle deyin: 'Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Fısıh yemeğini yiyeceğim konuk odası nerede? diye soruyor.'

Verse 12

Ev sahibi size üst katta, döşenmiş büyük bir oda gösterecek. Orada hazırlık yapın."

Verse 13

Onlar da gittiler, her şeyi İsanın kendilerine söylediği gibi buldular ve Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar.

Verse 14

Yemek saati gelince İsa, elçileriyle birlikte sofraya oturdu ve onlara şöyle dedi: "Ben acı çekmeden önce bu Fısıh yemeğini sizinle birlikte yemeyi çok arzulamıştım.

Verse 16

Size şunu söyleyeyim, Fısıh yemeğini, Tanrının Egemenliğinde yetkinliğe erişeceği zamana dek, bir daha yemeyeceğim."

Verse 17

Sonra kâseyi alarak şükretti ve, "Bunu alın, aranızda paylaşın" dedi.

Verse 18

"Size şunu söyleyeyim, Tanrının Egemenliği gelene dek, asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim."

Verse 19

Sonra eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve onlara verdi. "Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın" dedi.

Verse 20

Aynı şekilde, yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: "Bu kâse, sizin uğrunuza akıtılan kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır.

Verse 21

Ama bana ihanet edecek kişinin eli şu anda benimkiyle birlikte sofradadır.

Verse 22

İnsanoğlu, belirlenmiş olan yoldan gidiyor. Ama Ona ihanet eden adamın vay haline!"

Verse 23

Elçiler, aralarında bunu kimin yapabileceğini tartışmaya başladılar.

Verse 24

Ayrıca aralarında hangisinin en üstün sayılacağı konusunda bir çekişme oldu.

Verse 25

İsa onlara, "Ulusların kralları, kendi uluslarına egemen kesilirler. İleri gelenleri de kendilerine iyiliksever unvanını yakıştırırlar" dedi.

Verse 26

"Ama siz böyle olmayacaksınız. Aranızda en büyük olan, en küçük gibi olsun; yöneten, hizmet eden gibi olsun.

Verse 27

Hangisi daha büyük, sofrada oturan mı, hizmet eden mi? Sofrada oturan değil mi? Oysa ben aranızda hizmet eden biri gibi oldum.

Verse 28

Denendiğim zamanlar benimle birlikte dayanmış olanlar sizlersiniz.

Verse 29

Babam bana nasıl bir egemenlik verdiyse, ben de size bir egemenlik veriyorum.

Verse 30

Öyle ki, egemenliğimde benim soframda yiyip içesiniz ve tahtta oturarak İsrailin on iki oymağını yargılayasınız.

Verse 31

"Simun, Simun, Şeytan sizleri buğday gibi kalburdan geçirmek için izin almıştır.

Verse 32

Ama ben, imanını yitirmeyesin diye senin için dua ettim. Geri döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir."

Verse 33

Simun İsaya, "Ya Rab, ben seninle birlikte zindana da, ölüme de gitmeye hazırım" dedi.

Verse 34

İsa, "Sana şunu söyleyeyim, Petrus, bu gece horoz ötmeden beni tanıdığını üç kez inkâr edeceksin" dedi.

Verse 35

Sonra İsa onlara, "Ben sizi kesesiz, torbasız ve çarıksız gönderdiğim zaman, herhangi bir eksiğiniz oldu mu?" diye sordu. "Hiçbir eksiğimiz olmadı" dediler.

Verse 36

O da onlara, "Şimdi ise kesesi olan da, torbası olan da yanına alsın" dedi. "Kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç alsın.

Verse 37

Size şunu söyleyeyim, yazılmış olan şu sözün yaşamımda yerine gelmesi gerekiyor: 'O, suçlularla bir sayıldı.' Gerçekten de benimle ilgili yazılmış olanlar yerine gelmektedir."

Verse 38

"Ya Rab, işte burada iki kılıç var" dediler. O da onlara, "Yeter!" dedi.

Verse 39

İsa dışarı çıktı, her zamanki gibi Zeytin Dağına gitti. Öğrenciler de Onun ardından gittiler.

Verse 40

Oraya varınca İsa onlara, "Dua edin ki ayartılmayasınız" dedi.

Verse 41

Onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı ve diz çökerek şöyle dua etti: "Baba, senin isteğine uygunsa, bu kâseyi benden uzaklaştır. Yine de benim değil, senin istediğin olsun."

Verse 43

Gökten bir melek İsaya görünerek Onu güçlendirdi.

Verse 44

Derin bir acı içinde olan İsa daha hararetle dua etti. Teri, toprağa düşen kan damlalarını andırıyordu.

Verse 45

İsa duadan kalkıp öğrencilerin yanına dönünce onları üzüntüden uyumuş buldu.

Verse 46

Onlara, "Niçin uyuyorsunuz?" dedi. "Kalkıp dua edin ki ayartılmayasınız."

Verse 47

İsa daha konuşurken bir kalabalık çıkageldi. Onikilerden biri, Yahuda adındaki kişi, kalabalığa öncülük ediyordu. İsayı öpmek üzere yaklaşınca İsa, "Yahuda" dedi, "İnsanoğluna bir öpücükle mi ihanet ediyorsun?"

Verse 49

İsanın çevresindekiler olacakları anlayınca, "Ya Rab, kılıçla vuralım mı?" dediler.

Verse 50

İçlerinden biri başkâhinin kölesine vurarak sağ kulağını uçurdu.

Verse 51

Ama İsa, "Bırakın, yeter!" dedi, sonra kölenin kulağına dokunarak onu iyileştirdi.

Verse 52

İsa, üzerine yürüyen başkâhinlere, tapınak koruyucularının komutanlarına ve ileri gelenlere şöyle dedi: "Niçin bir haydutmuşum gibi kılıç ve sopalarla geldiniz?

Verse 53

Her gün tapınakta sizinle birlikteydim, bana el sürmediniz. Ama bu saat sizindir, karanlığın egemen olduğu saattir."

Verse 54

İsayı tutukladılar, alıp başkâhinin evine götürdüler. Petrus onları uzaktan izliyordu.

Verse 55

Avlunun ortasında ateş yakıp çevresinde oturduklarında Petrus da gelip onlarla birlikte oturdu.

Verse 56

Bir hizmetçi kız ateşin ışığında oturan Petrusu gördü. Onu dikkatle süzerek, "Bu da Onunla birlikteydi" dedi.

Verse 57

Ama Petrus, "Ben Onu tanımıyorum, kadın!" diye inkâr etti.

Verse 58

Biraz sonra onu gören başka biri, "Sen de onlardansın" dedi. Petrus, "Değilim, arkadaş!" dedi.

Verse 59

Yaklaşık bir saat sonra yine bir başkası ısrarla, "Gerçekten bu da Onunla birlikteydi" dedi. "Çünkü Celilelidir."

Verse 60

Petrus, "Sen ne diyorsun be adam, anlamıyorum!" dedi. Tam o anda, Petrus daha konuşurken horoz öttü.

Verse 61

Rab arkasına dönüp Petrusa baktı. O zaman Petrus, Rabbin kendisine, "Bu gece horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin" dediğini hatırladı ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.

Verse 63

İsayı göz altında tutan adamlar Onunla alay ediyor, Onu dövüyorlardı.

Verse 64

Gözlerini bağlayıp, "Peygamberliğini göster bakalım, sana vuran kim?" diye soruyorlardı.

Verse 65

Kendisine daha bir sürü küfür yağdırdılar.

Verse 66

Gün doğunca halkın ileri gelenleri, başkâhinler ve din bilginleri toplandılar. İsa, bunlardan oluşan Yüksek Kurulun önüne çıkarıldı.

Verse 67

Ona, "Sen Mesih isen, söyle bize" dediler. İsa onlara şöyle dedi: "Size söylesem, inanmazsınız.

Verse 68

Size soru sorsam, yanıt vermezsiniz.

Verse 69

Ne var ki, bundan böyle İnsanoğlu, kudretli Tanrının sağında oturacaktır."

Verse 70

Onların hepsi, "Yani, sen Tanrının Oğlu musun?" diye sordular. O da onlara, "Söylediğiniz gibi, ben Oyum" dedi.

Verse 71

"Artık tanıklığa ne ihtiyacımız var?" dediler. "İşte kendi ağzından duyduk!"

←Previous: luke 21
Chapter 22
Next: luke 23→