← Back
←Previous: mark 11
Chapter 12
Next: mark 13→

Verse 1

İsa onlara benzetmelerle konuşmaya başladı. "Adamın biri bağ dikti, çevresini çitle çevirdi, üzüm sıkmak için bir çukur kazdı, bir de bekçi kulesi yaptı. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıktı.

Verse 2

Mevsimi gelince bağın ürününden payına düşeni almak üzere bağcılara bir köle yolladı.

Verse 3

Bağcılar köleyi yakalayıp dövdü ve eli boş gönderdi.

Verse 4

Bağ sahibi bu kez onlara başka bir köle yolladı. Onu da başından yaralayıp aşağıladılar.

Verse 5

Birini daha yolladı, onu öldürdüler. Daha birçok köle yolladı. Kimini dövüp kimini öldürdüler.

Verse 6

"Bağ sahibinin yanında tek kişi kaldı, o da sevgili oğluydu. 'Oğlumu sayarlar' diyerek bağcılara en son onu yolladı.

Verse 7

"Ama bağcılar birbirlerine, 'Mirasçı budur, gelin onu öldürelim, miras bizim olur' dediler.

Verse 8

Böylece onu yakaladılar, öldürüp bağdan dışarı attılar.

Verse 9

"Bu durumda bağın sahibi ne yapacak? Gelip bağcıları yok edecek, bağı da başkalarına verecek.

Verse 10

Şu Kutsal Yazıyı okumadınız mı? 'Yapıcıların reddettiği taş, İşte köşenin baş taşı oldu. Rabbin işidir bu, Gözümüzde harika bir iş!' "

Verse 12

İsanın bu benzetmede kendilerinden söz ettiğini anlayan Yahudi önderler Onu tutuklamak istediler; ama halkın tepkisinden korktukları için Onu bırakıp gittiler.

Verse 13

Daha sonra İsayı söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla Ferisilerden ve Hirodes yanlılarından bazılarını Ona gönderdiler.

Verse 14

Bunlar gelip İsaya, "Öğretmenimiz" dediler, "Senin dürüst biri olduğunu, kimseyi kayırmadan, insanlar arasında ayrım yapmadan Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini biliyoruz. Sezara vergi vermek Kutsal Yasaya uygun mu, değil mi? Verelim mi, vermeyelim mi?"

Verse 15

Onların ikiyüzlülüğünü bilen İsa şöyle dedi: "Beni neden deniyorsunuz? Bana bir dinar getirin bakayım."

Verse 16

Parayı getirdiler. İsa, "Bu resim, bu yazı kimin?" diye sordu. "Sezarın" dediler.

Verse 17

İsa da, "Sezarın hakkını Sezara, Tanrının hakkını Tanrıya verin" dedi. İsanın sözlerine şaşakaldılar.

Verse 18

Ölümden sonra diriliş olmadığını söyleyen Sadukiler İsaya gelip şunu sordular: "Öğretmenimiz, Musa yazılarında bize şöyle buyurmuştur: 'Eğer bir adam ölür, geride bir dul bırakır, ama çocuk bırakmazsa, kardeşi onun karısını alıp soyunu sürdürsün.'

Verse 20

Yedi kardeş vardı. Birincisi evlendi ve çocuk bırakmadan öldü.

Verse 21

İkincisi aynı kadını aldı, o da çocuk sahibi olmadan öldü. Üçüncüsüne de öyle oldu.

Verse 22

Yedisi de çocuksuz öldü. Hepsinden sonra kadın da öldü.

Verse 23

Diriliş günü, ölümden dirildiklerinde kadın bunlardan hangisinin karısı olacak? Çünkü yedisi de onunla evlendi."

Verse 24

İsa onlara şöyle karşılık verdi: "Ne Kutsal Yazıları ne de Tanrının gücünü biliyorsunuz. Yanılmanızın nedeni de bu değil mi?

Verse 25

İnsanlar ölümden dirilince ne evlenir ne evlendirilir, göklerdeki melekler gibidirler.

Verse 26

Ölülerin dirilmesi konusuna gelince, Musanın Kitabında, alevlenen çalıyla ilgili bölümde Tanrının Musaya söylediklerini okumadınız mı? 'Ben İbrahimin Tanrısı, İshakın Tanrısı ve Yakupun Tanrısıyım' diyor.

Verse 27

Tanrı ölülerin değil, dirilerin Tanrısıdır. Siz büyük bir yanılgı içindesiniz."

Verse 28

Onların tartışmalarını dinleyen ve İsanın onlara güzel yanıt verdiğini gören bir din bilgini yaklaşıp Ona, "Buyrukların en önemlisi hangisidir?" diye sordu.

Verse 29

İsa şöyle karşılık verdi: "En önemlisi şudur: 'Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rabdir.

Verse 30

Tanrın Rabbi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.'

Verse 31

İkincisi de şudur: 'Komşunu kendin gibi seveceksin.' Bunlardan daha büyük buyruk yoktur."

Verse 32

Din bilgini İsaya, "İyi söyledin, öğretmenim" dedi. " 'Tanrı tektir ve Ondan başkası yoktur' demekle doğruyu söyledin.

Verse 33

İnsanın Tanrıyı bütün yüreğiyle, bütün anlayışıyla ve bütün gücüyle sevmesi, komşusunu da kendi gibi sevmesi, bütün yakmalık sunulardan ve kurbanlardan daha önemlidir."

Verse 34

İsa onun akıllıca yanıt verdiğini görünce, "Sen Tanrının Egemenliğinden uzak değilsin" dedi. Bundan sonra kimse Ona soru sormaya cesaret edemedi.

Verse 35

İsa tapınakta öğretirken şunu sordu: "Nasıl oluyor da din bilginleri, 'Mesih, Davutun Oğludur' diyorlar?

Verse 36

Davutun kendisi, Kutsal Ruhtan esinlenerek şöyle demişti: 'Rab Rabbime dedi ki, Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur.'

Verse 37

Davutun kendisi Ondan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl Davutun Oğlu olur?" Oradaki büyük kalabalık Onu zevkle dinliyordu.

Verse 38

İsa öğretirken şöyle dedi: "Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan, meydanlarda selamlanmaktan, havralarda en seçkin yerlere ve şölenlerde başköşelere kurulmaktan hoşlanan din bilginlerinden sakının.

Verse 40

Dul kadınların malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun dua eden bu kişilerin cezası daha ağır olacaktır."

Verse 41

İsa tapınakta bağış toplanan yerin karşısında oturmuş, kutulara para atan halkı seyrediyordu. Birçok zengin kişi kutuya bol para attı.

Verse 42

Yoksul bir dul kadın da geldi, birkaç kuruş değerinde iki bakır para attı.

Verse 43

İsa öğrencilerini yanına çağırarak, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "Bu yoksul dul kadın kutuya herkesten daha çok para attı.

Verse 44

Çünkü ötekilerin hepsi, zenginliklerinden artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna karşın, varını yoğunu, geçinmek için elinde ne varsa, tümünü verdi."

←Previous: mark 11
Chapter 12
Next: mark 13→